Fotoğraf tahlilleri I.. (26)
Hüseyin Rahmi
(Zevk anın mirsâdı ibretten temaşasındadır) fehvâsınca hayatı uzaktan takip etmeği sever. Şehrin kavgalı, gürültülü, mürebbiyeli, şıpsevdili, cadılı, gulyabanili hayatından kaçıp inzivayı tercih ettiğine bakılırsa, bazı romancıların aksine olarak, yazdığı eserleri dikkatle okuduğu anlaşılıyor!..
Hâdiseleri izah etmekte büyük bir kuvvet sahibidir. Yalnız izah edemediği bir nokta vardır:
Şehir hayatının bu kadar hurda teferruatını bildiği halde, inzivagâhını neden Uludağa kurmayıp da Heybeliadada oturup kalmıştır?.. Buna kendi de hayret eder!..
Kalem onun elinde sihirbazın değneği gibidir. Dokunduğu her vaka dile gelir, hâdiseler onun sanat mihrabı önünde bütün çıplaklıklarile günahlarını, kusurlarını itiraf ederler!
İlham sarnıcının muhteviyatı, Adaların kuraklığile gayri mütenasip bir şekilde mebzuldür, ve hiç bir zaman bu sarnıçta sudan eser görülmez!..
Talih çizgileri ipek böceklerinin talihini andırır. Kelebek olup uçmak için koza yapan böcekler gibi o da uzun bir çalışmanın mükâfatına erişmek için kendi elinin emeğile kırk küsur basamaklı bir merdiven yapmıştır.
26 Mayıs 1937, Akşam Gazetesi
