Refik Halit’in “İki semte uzaktan bakış” başlıklı yazısı

Refik Halit'in "İki semte uzaktan bakış" başlıklı yazısı
Tan Gazetesi, 17 Ağustos 1942

İki semte uzaktan bakış

 

Vapur, Kızkulesi açıklarında iken tavsiye ederim: İki semte, Cihangir ile Salacak sırtlarına bakınız. Bunlar İstanbul’un iki mahallesidir. Birincisi, eskisi yandıktan ve yıkıldıktan sonra yerine kurulmuş modern apartimanlarla, sözüm ona modern tarzda süslüdür, hattâ süslü püslüdür, öteki, dedelerimizden kalma, yan harap, çoğu boyasız tahta evlerle, hemen hemen olduğu gibi duruyor. Fakat zevkinize, mantıkınıza, insafınıza hitap ediyorum: Hangisi İstanbul ve Marmara dekoruna daha yaraşıyor? Fakat mesele bundan ibaret değildir; Üsküdar tarafı manalı, mahallî, düşündürücü ve hayallre, hülyalara yol açıcı olduktan başka terbiyelidir de! Terbiyeyi nereden çıkardığımı şimdi size söyliyeceğim: Anadolu yakasındaki evler birbirlerini örtmek, öndeki arkadakinin manzarasını kapamak, fazla sivrilip arsızcasına yükselmek, kabak çiçeği gibi açılmak yarışına çıkmamıştır. Sanki, o zamanlarda gayet sıkı bir belediye ve bir belediye nizamı varmış gibi her ev, az çok, denizden hissesini almaktadır. Ayrıca bu semtte ağaçlık, yeşillik kıtlığı çekılmemektedir; kıyıya yakın evlerin bahçeleri de suya kavuşmaktadır. Kısacası Üsküdar tarafı, Cihangirin yeni şeklinden çok, pek çok güzeldir; gözü rahatsız edecek hiçbir ciheti, aşkınlığı taşkınlığı, haksızlığı yoktur.


Halbuki berikine bakan zevk sahibi bir adamın sinirlenmemesi, Herkülvari bir kuvvete sahip olup da şu Augias ahırlarını temizlemek veya musevi Peygamberi gibi tılsımlı sakal bıyığı sayesinde bu koskoca binaları yere göçürtmek arzusuna kapılmaması imkânsızdır. Diyeceksiniz ki Salacak semtinde sokaklar iğri büğrüdür, dardır, bakımsızdır; evler konforsuzdur, hayat uyuşuktur. Amenna! Fakat ben, o semtin içyüzünü değil, eskiliğini değil, dekor olarak İstanbula daha yaraştığını, Marmara manzarasını açtığını ve komşu hakkı gözetilerek kurulduğunu ileri sürüyorum; Salacak ve Harem iskelesi sırtları yannki şehre örnek olmalıdır, demiyorum.


Asıl demek istediğim şudur: İstanbulda eskisinin üzerine veya yeniden yeniye kurduğumuz mahalleler, o Cihangirler, Talimhaneler, Suadiyeler. hemen hepsi de her bakımdan —mimarlık, şehircilik, zevk ve sıhhat— tamamiyle kusurludur. Küllü ayıbından başka İstanbul iklimi ve manzarası ile uyuşmadıkları için şiddetle, dehşetle çirkindirler. Bu satırları okurken vapurda ve Kızkulesi önlerinde bulunan zevk sahibi bir adamın bir Cihangire, bir de Salacağa baktıktan sonra sözüme hak vereceğinden şüphe etmiyorum

Refik Halit Karay, Tan Gazetesi, 17 Ağustos 1942

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön