Refik Halit’in “Kübik edebiyat fakültesi” başlıklı yazısı

Refik Halit'in "Kübik edebiyat fakültesi" başlıklı yazısı
Tan Gazetesi, 24 Ağustos 1942

Kübik edebiyat fakültesi

Yanan Edebiyat ve Fen Fakülteleri yerine yapılacak bina —gazetelerin aldığı haber doğru ise— kübik tarzda olacakmış. Demek ki Süleymaniyenin yan tarafına ve Haliç sırtına oturttuğumuz mahut lenduha mektep gibi Bayezit camiinın karşısına da ültra modern bir dev yapı dikeceğiz. Eğer yann Ayasofya – Sultanahmet arasına da yine o üslûpta bir Adliye Sarayı kondurursak sıra Fatih camiine gelecek… Türk üslûbunda her güzel bina civanna XX. asrın bir mimari tosuncuğunu yerleştirmek şart imiş gibi! (Bağdad Köşkü) nün altına Taksim gazinosunun bir eşini yaptırsak ve zaten çürüklüğünden bahsedilen Kız Kulesini yıkıp yerine kübik bir Deniz Feneri kondursak mı dersiniz?


Fakat —bir yıl geçmeden, yanmış resmi bir binanın yerine yenisini kurmak gibi bizde tarihe geçmemiş bir başarıyı alkışlamayı unutmıyalım— Fakültelerin maketini gözümüzle görmeden ve dosdoğru bir fikir edinmeden telâşa düşmek yanlıştır… Umalım ki yeni kübik bina, tas tamamına kübik değildir; mimarlarının zevki ve marifeti karışarak bambaşka bir üslûp ile karşılamamız, beğenmemiz ihtimali çoktur. Şahsi reyimi sorarsanız Fen Fakültesine modern bir binayı yakıştırmakla beraber Edebiyat Fakültesi hakkında ben çok şairane düşünmekteyim; o kadar şaircesine ki gerçekleşmesine belki de imkân tasavvur edilemez. Geniş, pek geniş bir meydana kurulmuş tek kat, sıra sıra kubbeli ve bacalı bir medrese.. Demir kakmalı ve saçaklı kapısından girdiniz mi ortasında kocaman bir havuz, serviler, mazılar, salkım söğütler dikilmiş, mevsimine göre lâleler, güller, küpeler açmış, taflanlı yollarla ayrılmış bir iç bahçe…. Etrafı fırdolayı kapılarla çevrilmiştir ve bu kapılar kemerle ve mermer döşeli dehlizlere açılmaktadır… Pencereleri, bazı sebillerimizdeki gibi dünyada misline rast gelinmez güzellikte demir parmaklıklar süslemekte ve ışığın bir kısmı odalara tepe camlarından aksetmektedir.. El ayak çekilince kumru sesleri ve güvercin kanatlarının yumuşak şamatası duyuluyor^. İşte, bütün cihanın parmakla göstereceği, gönül vereceği Edebiyat Fakültesi budur; bu hayaldir!


Hakikate dönersek diyeceğim şudur: Zarfa değil, mazrufa’ bakalım. Bina, pek zararı yok, kübik üslûpta olsun… Yeter ki içinde yetişeceklerin kafası — frenklerin “”tete carree” dedikleri şekilde- dört köşe kalmasın, kübikleşmesin. Edebi zevk ve ilim körleşmesin.
REFİK HALİD KARAY

Tan Gazetesi, 24 Ağustos 1942

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön