Tayyar Fethi’nin “Bilgi ve fikir savaşına çağırış!” başlıklı yazısı

Turkishliterature.net Arşivi: Uyanış Dergisi, 20 Haziran 1935

Bilgi ve fikir savaşına çağırış!

Dikkat ediyorum: Gündelik gezete ve yedi günlük resimli, resimsiz mecmuaların ekserisinde en fazla dikkati celbeden mevzular büyük puntolu başlıklarla dizilmiş sinema havadisleri, adi zabıta vukuatıdır. Hele fıkra muharrirlerinin bu birkaç yıl içinde geçirdiği mevzu ve fikir mahrumiyeti onları acınacak bir hale koydu. Kimi yazacak bir şey bulamamış da uyanık iken sayıklıyan insanlar gibi mırıldanıyor, dudaklarından hafif hafif fısıltılar işitiliyor, fakat muharririn ne demek istediği bir türlü anlaşılamıyor ?


Hele bazıları da fıkra muharrirliğini yalnız günün siyasi hadiselerini izah etmekle geçiriyor. Bu çeşid muharrirlerin acun siyasi hakkındaki düşünceleri de bir iki ecnebi gazetenin siyasası İcmalinden mühim olan bir iki kırıntıdır.


Bütün bunların hepsi bir incir çekirdeğini doldurmıyacak kadar az ve özsüz şeylerdir.
Peki bu mevzusuzluğa sebeb ne?. .. Gazetelerimiz daha fazla ne yapsınlar?.. . Veyahut ne yapabilirler? …
Bilmiyorum, fakat her halde matbuatı dördüncü bir kuvvet olarak sayıyorsak o kuvvet birçok işler güdebilir? İnsan topluluklarında onun da neler doğurmak kudretinde olduğuna inandıktan sonra onları yapmağa çalışmak lazımdır.

Gazetelerimizin ilk sahifelerini ince bir hayalci üslubile işlenmiş adi zabıta vukuatı, spor palavralariyle doldurmak hakkımız değildir. Böyle halkın heyecanını menfi tesirlerle harekete getirmek ve kazanç yolunu bu işlerde ideal yapmak bir nevi haksızlık ve düşüncesizlik olur.


Haydi yıllardanberi eli kalem tutan, bu işi kafasında bir vazife bilen arkadaşlar, el birliğiyle halkın, okuyucunun gözleri önüne yığın yığın bilgi, fen ve yurda dair zengin eserler koyalım. Onlara iyi şeyleri öğretmek zevkile bizde vazifemizin değerine saygı ile bağlanalım. Bu yolda yapacağımız, bilki savaşından dönmemektir. Ancak böyle çalışanlar, harb meydanında galib gelen kumandanlar kadar şanlı ve şereflidir bence ..


İTALYA ve JAPONYA ne yapıyor?
Geçmiş yıllarda uluslar arasında olan savaşların doğuş ve gidişlerini en ufak kısımlarına varıncıya kadar bilen tarihe sorunuz; bu yıllardaki siyasa karışıklığını şimdiye kadar görmediğini söyliyecektir.
Genel savaştanberi sessiz sessiz çalışan uluslar, bu birkaç ayda, en korkunç coşkunluklarla ayaklandılar.
İtalyan-Habeş işi bütün acunu derin bir düşünceye götürdü. Herkes kendi kendine soruyor: Acaba bu gidişin sonu ne olacak ?
İtalya muhakkak ki büyük savaştan bilhassa faşist idarenin iktidar mevkiine geçtikten sonra kudret ve kuvvetini en çabuk ve gereken bir şekilde hazırlıyanlardandır.


Nüfusunun günden güne fazlalaşması, ona, komşu milletlerdeki boş ve ışıksız toprakları aydınlatmak hakkı verdiğini söylüyor. Çalışacak insanım var, altın yapacak toprak arıyorum, diyor. Diğer taraftan bir avuç siyahlı ucubucağı olmıyan zengin topraklarından istifade edemiyecek kadar atıl gözüküyor. Hem onların ne suçu var? Bu bir yaradılış ve kabiliyet meselesi mi yoksa ?


Bana göre İtalya bu mühim hazırlıklariyle hiçbir kuvvetin önünde eğilmeden, korkmadan dileklerini başaracak.
Fakat kalkınma, yalnız bu kadar mı? Diğer tarafta Asya kıtasını kendi nüfuz ve kudreti altında çalıştırmak istiyen doğan güneşlilere ne dersiniz? .. Acunun bu karışıklığını fırsat bilen Japonlar şakamaka derken koca Çin kıtasını kendi vatanlarına ekliyecekler. Bu gidiş onu gösteriyor.
T. F. B.

Uyanış Dergisi, 20 Haziran 1935

PDF’ine ulaşmak için

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön