Refik Halit’in “Milletlerarası edebiyat” başlıklı yazısı

Refik Halit'in "Milletlerarası edebiyat" başlıklı yazısı
Tan Gazetesi,11 Haziran 1942

Milletlerarası edebiyat

Türk edebiyatının niçin milletler arası edebiyatında yer alamadığı meselesi bugünlerde yine incelenmekte, edebiyatımızın kenarda kalması sebepleri araştırılmaktadır. Bazılan kusuru Osmanlıcanın öğrenilmesi zor ve uydurma bir lisan olmasında, bazılan da millî varlığımızı canlandıran eserlerin yazılmayışında görüyorlarmış. Elbette ki meydanda bir edebiyat olması için, önce, asırlara kök salıp sağlamlaşmış düzgün bir dil lâzımdır; sonra da o dille konuşanların milli hayatını belirtmek gerektir.

Fakat edebi bir eserin başka milletlerce benimsenmesi için yalnız bir millete mahsus yaşayış tarzım göstermesi yetmez; bütun insanların müşterek oldukları duygulara ve bütün insanlığı kavrayan karakterlere büyük ölçüde yer vermesi de icabeder. Daha açığı iyi eser, bir milleti ele alıp, onun dekorunu ve ruhunu çizerken yarattığı heyecanı başka milletlere de geçiren eserdir! Ayrılık içinde birlik; milli yaşayışta fark, insan hislerinde benzerlik!

Edebi bir eserde analık şefkati, vatan sevgisi, hele acısı, alçaklık meyli, para hırsı, aşk ateşi, intikam arzusu vesaire gibi her milletin ortak çıktığı iyi veya fena ihtiraslar yüksek bir kıymet gösteremeyıp “alelade”, ve dar kaldıkça milli de olsa o eser cihana mal edilemez. Bir misalle anlatalım: Büyük ve eşsiz üstat Hüseyin Rahmi, İstanbullu tipini daha şimdiye kadar kimseye nasip olmamış bir kudrette yaşatmıştır, eserleri tamamiyle millidir ve bizim ihtiraslarımızla, karakterlerimizle, doludur. Lakin bu ihtiraslar ve karakterler bir Moliere veya Balzac’taki kadar insanlığı kendine çekecek, içinde kendini bulduracak mahiyette geniş, şümullü değildir. Bu sebeplerledir ki, yarınki Türk edebiyatı yalnız milli olmakla kalmamalı, insana mahsus ihtirasları, daha kudretle belirtmeli ve Rus edebiyatındaki gibi de bir ayrı milletin hayatını meydana koyarken başka milletlere, o milletin atan nabzını eliyle tutuyormuşcasına duyurmalı, hattâ kendi hasta nabzını dinliyor bile sandırmalıdır!
REFİK HALİD KARAY

Tan Gazetesi,11 Haziran 1942

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön