Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Makalesinde Türk Romanı Hakkındaki Yorumu

 

 Bir Türk romanı var mı, yok mu? Bu, ciddi muhatabı daima müşkül mevkide bırakacak bir sualdir. İlk def’a kendi kendime sorduğum zaman, ne büyük ihtiyatsızlık ettiğimi anladım. Filhakika onun varlıkla yokluk arasında her ikisinin hadd-i fasılında kalmış öyle paradoksal bir mevcudiyeti vardır ki, kolay kolay ne inkar ne de tasdik edilebilir. İnkar ederseniz, size derhal ispat ederler; yok diyorsun ama, işte bak sana yüzlerce kitap ismi, bir alay muharrir, üstadından acemisine, idealistinden sürrealistine kadar sınıf sınıf, üsluplusu, üslupsuzu, kibarı, halkçısı, hepsi var. Ve yine işte bu romanın kendisine mahsus usulleri, an’aneleri ve hatta işte şaheserleri. Görüyorsunuz ki, inkar o kadar kolay değil. O halde var. Fakat bu tasdikte de pek ısrar edemezsiniz; derhal soruverirler: Mademki bir Türk romanı var diyorsunuz, o halde lütfen bize evsafını söyleyiniz; geçtiği merhaleleri, vasıl olduğu neticeleri bildiriniz, diğer milletlerin romanından onu ayıran seciyeleri gösteriniz, dünya edebiyatma getirdiği yenilikleri sayınız; hangi insani hakikatleri keşfetmiştir, hangi mükemmeliyete vasıl olmuştur? Ve siz, bütün bu suallere müspet bir cevap veremezsiniz. O halde yok; hem var, hem yok. Hakikat maalesef budur. Madde itibariyle, kemiyet itibariyle bir Türk romanı vardır; fakat keyfiyet itibariyle düşünülünce, bu kemiyeti hakiki bir varlık telakki edemeyiz.

Tanpınar, Ahmet Hamdi. “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu.” Edebiyat Üzerine Makaleler. İstanbul: Dergah Yayınları, 1977, pp. 361-364.

Makalenin geri kalanına aşağıdaki dosyadan ulaşabilirsiniz:

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön